Assos antik kenti kesinlikle görülmeye değer bir manzara ve antik yapı. Aristo'nun o güzel şehri tabi o zamanlar Aristo bu şehrin yerlisi değildi. Tam aksine buraya göçmüştü. Aristo, Platon'un en gözde öğrencisiydi hatta onun yerine geçmek için kendisini varis görüyordu. Ancak Platon yerine kendi oğlunu geçirmişti bunu kendine yediremeyen Aristo Platon'un okulundan ayrılmıştı o zamanlar yakın arkadaşı olan Assos hükümdarı Hermenias dan çok güzel bir teklif almış ve onun yanına Assos'a taşınmıştı.
Aristo burada Hermeniasa yardım ediyordu Hermenias Platon'un ideal devlet ideasını gerçekleştirmek istiyordu. Aristo burada üç yıl yaşam sürmüştür ve Hermenias’ın yeğeniyle evlenmiştir. Aristo aynı zamanda burada bir okulda açmıştır.
Daha sonra Aristo Assos'tan ayrılarak Midilliye gitmiştir. Buradan da büyük İskender'in oğluna öğretmenlik yapmıştır. Assos bugün hala felsefecilerin uğrak mekanıdır. Her yıl Assos'ta felsefeciler toplantıları yapılmaktadır. Aristo buraya gelmiş ve Assos'u felsefenin en önemli yerlerinden biri haline gelmiştir. Ancak Assos'un hikayesi sadece Aristo ile de sınırlı değildir. Assos'un Aristo'dan bile öncesine dayanan köklü bir geçmişi vardır.

Assos volkanik bir dağın eteğinde yer alır. Kesin olmamakla beraber buradaki yaşamın tunç çağına dayandığına daire arkeolojik kalıntılar bulunuyor. Homeros kitabı İlyada da burada yaşıysan halkın Troya savaşında denizcilik ve korsanlık yaptığından bahsetmiştir. Thrakia ve Mysialıların yerleştiği Güney Troias, Lesbos(Midilli) üzerinden gelen Aioller tarafından işgal edilmiştir. Bu dönemden söz eden Strabonda, Methymna’lı göçmenlerin Assos’a yerleştiklerini ve Assos’un 20 km. doğusunda yarı barbar bir kavim olan Gargaralıların kenti Gargara ’ya da değinmiştir.

ASSOS KRONOLOJİK SIRALAMA
Tunç çağı- M: Ö.3000-1200
Hermesian- tarih belirsiz
Galyalılar- tarih belirsiz
Roma- M.Ö. 133 Vasiyet yoluyla Roma'ya verilmiştir.
Assos çevresinde kenti besleyecek verimli toprakların olmayışından hayvancılık, meyve, şarap ve zeytincilik geçim kaynağı olmuştur. Bunun dışında demir ve gümüşü işlemişlerdir. Nitekim akropolün doğu yamaçlarında demir cevheri bulunmuştur. Liman hizmetleri, gümrük bir başka gelir kaynakları idi.
Assos sikke basımına M.Ö.6. yüzyılın ilk yarısında başlamıştır. Çoğunlukla sikkelerin yüzünde Athena başı, diğer yüzünde grifona yer verilmiştir. Bunun yanı sıra Medusa başı, aslan başı, üzüm salkımı, kuğu tiplerine sikkeler üzerinde yer vermişlerdir.


MEDUSA
GRİFON
ATHENA
Assos'un mitolojik geçmişi de en az tarihi kadar uzundur. Kısaca bahsedecek olursak. Assos Atina’nın hükümdarlığına girdiği süreçte Tanrılar kendi aralarında Atina’nın Tanrısı olabilmek için yarışıyorlardı. Poseideon ve Athena arasında uzun süredir süre gelen rekabet bu şehir içinde sürmüştü. İki Tanrı, Zeus'un hakemliğinde Atina için yarıştılar. Şehre vaatlerde bulundular Poseidon şehre beyaz atlar vadetti girdikleri her savaşı kazanacaklarını söyledi, Athena ise şehre zeytin ağacını vadetti. Zeytini kullanarak sabunlar yapıp güzelleşeceklerini, yağı ile lezzetli yemekler yapacaklarını ve zeytini kendileri tüketebileceklerini söyledi. Atinalılar Athena'yı seçtiler. Böylece Athena bu şehrin koruyucu tanrısı olmuştu.
POSEİDON
Bugün Assos antik kentinde Athena adına yapılmış bir tapınak bulunur ve hemen yanında zeytin ağaçları. Atina ve ege zeytinle böyle tanışmışlardı.


Günümüzde Assos kazıları devam ediyor. Assos’ta ki ilk kazıları Amerikalılar yürütmüşlerdir. Avrupa Rönesans döneminde pek çok kazı yürüttü ve pek çok sanat, tarihi eseri ortaya çıkartı bunu gören Amerika da bu akıma katılmak istedi. Kazı için uygun bir yer arıyorlardı ki tarihçiler onlara Assos'u teklif ettiler ve Osmanlıyla anlaşmalar yaparak kazılara başlandı. Ancak Amerikalılar kazıdan büyük pay istiyorlardı bu yüzden çıkan eserleri parçalıyorlar ve Osmanlıyla yaptıkları taşınabilir olanları götürme anlaşmasına uygun hale getiriyorlardı. Ancak görevli paşa son anda da olsa durumu fark etmişti ve durdurmuştu. Bugün Athena tapınağındaki sütunlar hala o günleri izini taşıyarak parçalı haldeler. Şu an devam eden kazılarda ise bir mezarlık ve agora tespit edildi, aynı zamanda 7 bin yıllık granit balta da ortaya çıktı yani Assos sandığımızdan daha gizemli ve eski.

Bugün bu kazıları devam ettiren Prof. Dr. Nurettin Arslan hocamıza hem Assos'a sahip çıktığı için hem de daha önce Ayvacık M.Y.O da verdiği seminerle bu bilgileri bizlere aktardığı için çok teşekkürler...